Doctor Stranger

Askerde olan beyimiz Lee Jong Suk‘u özlemedik mi? Özellikle bir kaç dramasını hemen izlemedim ki, askerde kendisini özlediğimizde özlem giderelim.

Doctor Stranger‘a başlamadan önce dramanın 19 bölüm olduğunu gördüm. Birazcık üfleyip püfledim, niyeyse uzun bölümlü dramalar beni birazcık zorlayabiliyor. Kore dramalarında konular hızlı geliştiği için yoğun da gelişiyor aynı zamanda ve bir yerde tekrara bağladığında ya da sırf bölüm geçirmek için hikaye ilerlediğinde bunalabiliyorum. Doctor Stranger‘da bunaldım mı? Açıkçası hikayenin gelişiminden bunalmadım ama zaman zaman işler çok karıştı. Kim kimin tarafında, amacı hedefi ne? çok fazla köşeler değişti, hatta bir yerlerde saldım karakterlerin amaçlarının ne olduğunu, izlemeye devam ettim sadece. Hikayeyi biraz daha sade tutsalarmış daha iyi olabilirmiş ama genel hatları ile eğlenceli bir dramaydı.

Nedir bu Doctor Stranger?

Babası ünlü kalp cerrahlarından olan Park Hoon (Lee Jong-Suk), politik sebeplerden dolayı babası ile birlikte Kuzey Kore’ye gönderilir. Orada Kuzey Kore liderini ameliyat etmekle görevlendirilen doktor Park’ın ülkesine dönmesine izin verilmez ve oğlu ile birlikte Kuzey Kore’de kalmak zorunda kalır. Kuzey Kore’de büyüyen Park Hoon, oradaki Tıp okulunu kazanır ve 8 yaşında tanıştığı, ilk görüşte aşık olduğu Song Jae-Hee (Jin Se-Yun) ile evlilik planları yapmaya başlar. Song Jae-Hee ve ailesinin siyasi suçlamalar nedeni ile hapse girmesinden sonra hayatını değişir, çok daha acımasız ve sancılı bir dönem kendisini beklemektedir.

Kuzey Kore’den kaçmayı başaran Park Hoon, dahi bir cerrah olur ve hayatının aşkı olan Song Jae-Hee‘yi Kuzey Kore’den kurtarmak için her şeyi göze alır.

Neden izlemelisiniz?

Şu yukarıda gördüğünüz görsele dramada hiçbir zaman rastlayamıyorsunuz. Baştan onu söyleyeyim 😀 Ama hissediyorsunuz. Dramada en çok hoşuma giden şey, amaçları için çabalayan rakiplerin bile bunu onurlu şekilde yapmaları oldu. Aslında onurlu olmalarının nedeni de hedeflerinden ve sebeplerinden geliyor ama onlar birbirinden habersizken siz bu rakipleri mükemmel şekilde gözlemleyip, herkese hak verebiliyorsunuz. (Mafya ya da Kuzey Kore ekibi için söylemiyorum tabi bunu)

Ben karakterler arasındaki çekişmeye hayran kaldım. Özellikle Park Hoon ve Dr. Han arasındaki rekabet gerçekten çok eğlenceliydi. İzleyici olarak kim kazanırsa kazansın, kazanan biz olacaktık. İkisinin de hizmet ettiği amaç tatmin ediciydi çünkü.

Dizide en keyif aldığım şeylerden bir tanesi de Jong-Suk‘un zibidi tiplemesiydi. Sulu tiplemeleri sevmem, haz etmem ama Jong-Suk‘a gerçekten yakışmış bu tipleme. Özellikle dahi bir cerrah ve zibidi tanımını birleştirdiğimizde ortaya tatlı, kompleks bir profil çıkıyor. Zaman zaman dolan gözleri ile sizi duygulandırdığı kadar, Oh Soo-Hyun (Kang So-Ra)’dan yediği dayaklarla da oldukça eğlendiriyor. Keşke komedi ağırlıklı işlerde daha çok görsek kendisini. Doctor Stranger‘a da komedi diyemeyiz elbette, dramada yoğun bir duygusallık var ama komik sahneleri de oldukça eğlenceliydi.

Dr. Han’a ayrı bir paragrafta girişmek istedim çünkü gerçekten dramadaki asilliği mükemmellik seviyesindeydi. Sakin duruşu, jilet gibi giyinimi ve olgunluğu ile olacaksa böyle rakibim olsun dedirtti insana. Park Hae-Jin‘i izlediğim ilk dramaydı. Diğer performanslarını bilmiyorum ve Cheese in the Trap de izleme listemde ama bu dramadaki performansını gerçekten çok beğendim. Her şeyi ile mükemmeldi.

Gelelim Kang So-Ra‘ya. O kadar tatlı bir karakter sundu ki bize Oh Soo-Hyun ile açıkçası baş rol kızımızın o olmasını istedim içtenlikle. Mimikleri, jestleri resmen hayran bıraktı kendisine. Burada yine bir kdrama cast başarısını gözlemliyoruz aslında, bazı sahnelerin bu kadar eğlenceli olmasındaki en büyük etkilerden birisi Jong-Suk ile So-Ra arasındaki kimyadan kaynaklanıyor bence. Keşke dizi ful bunlarla dolu olsaydı ama olduğu kadarını bile izlemek keyif verdi.

Şu da var, drama bana zaman zaman Doktorlar dizisini de hatırlatmadı değil. Kullanılan müziklerin benzerliğinden mi, kıyafet benzerliği mi bilemem ama izlemekte hiç yabancılık çekmedim. En eğlenceli kısımlar, komedi bölümleri olduğu kadar bir insanın hayatını kurtarmak uğruna yapılan fedakarlıklardı şüphesiz. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu çok güzel vurgulayan bir drama. Öyle bir noktaya geliyor ki karakterler, önceliklerinden vazgeçmek için sıraya giriyorlar resmen insan hayatını kurtarmak adına. Bu da insanı mutlu eden duygulardan birisi, drama izliyor olsanız bile.

Neler Rahatsız etti?

Song Jae-Hee (Jin Se-Yun) kızımızı buraya ayırdım. [Spoiler] Song Jae-Hee karakterinin tek göz alıcı özelliği, Park Hoon’un sevdiği kadın olması. Hikayede Oh Soo-Hyun gibi bir karakter varken nasıl Song Jae-Hee‘nin peşinden gidebilirsin ki? Park Hoon‘un da dediği gibi. Bazen gerçekten Jae-Hee‘nin Oh Soo-Hyun gibi olmasını diliyor insan izlerken. Hikayeye genelden baktığınızda Jae-Hee‘nin de itiraf ettiği gibi Park Hoon‘un iyi bir doktor olmasına en büyük engel Jae-Hee. Hem bakış açıları, hem yapmak zorunda olduğu seçimler yüzünden çocuk sürekli hayat kurtarmak ile Jae-Hee’nin arasında kalıyor. Öbür tarafta ise, sözlüsünü dahi ekip reddeden Soo-Hyun var. Şimdi izleyici nasıl sevsin Jae-Hee karakterini? Allah var son dakikaya kadar inşallah dramatik bir şekilde ölür dedim. Ölmedi ama 😀 Bu karakterin suçu da değil bence yine senaryonun suçu. Bize onu sevmemiz için hiçbir sebep sunmadı. Neden sevelim? Sadece Park Hoon‘un sevdiği kadın olması sebebiyle mi? Yeterli değil ki? Biz Park Hoon değiliz, olayları daha objektif bir gözden görebilen izleyiciyiz. Hikaye biraz daha sevdirmeliydi bize Jae-Hee‘yi ki biz de Park Hoon‘un yaptığı fedakarlıkları haklı bulalım. Aşk tabi bu, tutup da yapılır mı bu cümlesi kurulmaz ama en azından onun mutluluğuna ya da hüznüne eşlik edebilirdik karakteri daha çok sevseydik. [/Spoiler]

Bir diğer konu ise bu dramayı dayidream‘e bıraktıran neden… Haksız da değil.

Dizi başlarında Kuzey Kore soğukluğunu veren bir atmosfere sahip. İliklerinize kadar hissediyorsunuz o soğukluğu ve gerginliği, ardından Park Hoon‘un kıyafeti, saçı, davranışları bile farklı bir profilde. sonra 2 yıl sonra birden yırtık kotlar, permalı saçlar, haha hihi diye gülen bir Park Hoon‘a denk geliyoruz. Beni rahatsız etmedi ama diziyi baştan farklı beklentiler içerisinde izleyen birisi olursa dayidream gibi yarıda bıraktırabilir. Bu konuda dikkatli olmalı kdramalar. Vadettikleri sunum ile, içeriği çakıştırmamalılar.

Güzel bir dizi, kendinizi rahatlıklar kaptırabiliyorsunuz. Yine de çok beklenti ile izlememek lazım. Aksi takdirde keyif alamayabilirsiniz. Evden çıkmadığımız bu günlerde eğer hala izlemediyseniz, zamanınızı güzel değerlendirmek için bir fırsat olabilir.

Buraya da bir adet tanıtım videosu bırakıyorum.